Bazı durumlarda -önceden değinilen yerlerin dışında- sadece orucun kazasını tutmak insana farz olur, keffaret farz olmaz.
1) Ramazan ayının gecesinde cünüp olup, 1602. hükümde açıklandığı üzere sabah ezanına kadar ikinci uykudan uyanmamak.
2) Orucu bozacak bir iş yapmadığı hâlde oruca niyet etmemek veya riya için oruç tutmak veya oruçlu olmamaya niyet etmek. Ayrıca 1551. hükümde açıklandığı gibi, orucu bozan bir şeyi yapmak isterse.
3) Ramazan ayında cünüp olduktan sonra gusletmeyi unutarak bir veya birkaç gün cenabet hâlinde oruç tutmak.
4) Ramazan ayında fecrin doğup doğmadığını araştırmadan, orucu bozan bir iş yapılır, daha sonra sabah olduğu anlaşılırsa.
5) Fecir doğduğu hâlde, "Henüz doğmamıştır" diyen bir kimsenin sözüne dayanarak orucu bozan bir iş yapılır, daha sonra sabah olduğu anlaşılırsa.
6) "Fecir doğmuştur" diyen kimsenin sözüne yakin etmeyerek veya şaka yaptığını zannederek, fecir doğduğu hâlde orucu bozan bir iş yapılır, daha sonra sabah olduğu anlaşılırsa.
7) Sözü kendisine şer’i olarak hüccet olan veya yanlışlıkla sözünün hüccet olduğunu inanarak iftar eder, sonra akşam olmadığı anlaşılırsa.
8) Güneşin battığına emin olarak iftar edilir, daha sonra akşam olmadığı anlaşılırsa. Fakat havanın bulutlu olması nedeniyle akşam olmadığı hâlde, oldu sanarak iftar edilirse, farz ihtiyat gereği kaza etmelidir.
9) Susuzluktan dolayı ağza su alıp çalkaladığı esnada, elde olmaksızın boğaza su kaçırmak.
Fakat oruçlu olduğunu unutarak suyu içerse veya susuzluk dışında bir şey için örneğin abdeste ağzı çalkalamak gibi müstehap bir iş için ağzına su alırken elinde olmaksızın aşağı su kaçarsa, kaza gerekmez.
10) Zorlamayla, zaruri olduğu için veya takiyyeden dolayı orucunu bozar; zorlama ve takiyye de yemek, içmek veya cima olursa, sadece kaza edilmelidir. Üçü dışındaki yerlerde de farz ihtiyat gereği kaza edilmelidir.