• Nombre de visites :
  • 971
  • 24/10/2011
  • Date :

İslamın Ekonomik Kalkınma İle İlgili Öğretileri-3

islamın ekonomik kalkınma ile ilgili öğretileri

Örnek olarak bu konularda ilmi mahfillerde yapılan çalışmaların bu sağlam bağı görmezlikten geldiklerini ve bilinçli olarak bu bağı nazarlardan saklamaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. Bütün bunlara ilaveten genel olarak günümüzdeki İslam devletlerinin kalkınma ve ilerleme noktasında zamanın ihtiyaçlarının çok ama çok gerisinde kalmış olması kalkınma ve ilerleme konularının dinle hiç alakası olmayan salt akli konular olduğu görüşüne sebep olmuştur. Bu yüzden bazıları kalkınmayı dinden ayrı bir konu olarak ele almış hatta bazıları da dinin kalkınma ve ilerlemeye karşı olduğunu savunmuşlardır. Dinin halkların afyonu olduğu ve dinle siyasetin birbirinden tamamen ayrı olduğu tezleri hep kalkınmayla ilahi dinler arasında gerçekte bulunan bu sağlam bağın görülmemesinden kaynaklanmaktadır. İmam Humeyninin bu kaybolan halkayı yeniden tarih ve düşünce sahnesine çıkardığını söylersek sanırım fazla mübalağa etmemiş oluruz.

Hz. Âdem ilahi yönlendirme sonucu çiftçilikle uğraşan ilk insandır. Onun Salih ve muttaki oğlu olan Habil de babasının bu mesleğini devam ettirerek daha da geliştirdi. Çiftçilik mesleği sonraki bin yıllarda diğer peygamberler tarafından geliştirilerek devam ettirildi. Bu durum hz. Nuh’un oğlu Nebit’e kadar devam etti. Bu Salih ve muttaki kişi ilahi yönlendirmelerle ağaç dikme ve tarım yapma mesleğini oldukça geliştirdi. Bu kişi çiftçiliğin yanında suyolları inşa ederek bitkilerin sulandırılması işini geliştirdi. Bilindiği gibi bu yönde geliştirilen yöntemler günümüze kadar kullanılmaya devam etmektedir. hz. Davut da ilahi yönlendirmeyle insanlık tarihinde ilk defa demircilik mesleğini icat etmiştir. Hz. Davut demiri işleyerek pek çok demir aleti yapmış ve bunların ticarette kullanılmasını başlatmıştır. Bizzat peygamberler tarafından insanlık tarihine kazandırılan mesleklerin sayısı burada sayılamayacak kadar çoktur. Ama bu kadar örnek bile ilahi mesajlarla doğru ve makul kalkınma ve ilerleme arasında bir tenakuz ya da çelişki olmadığını göstermeye yeter. Peygamberler tarafından başlatılan bu kalkınma ve ilerleme anlayışının en önemli özelliği indirgemeci olmaması ve maddi kalkınma ve ilerlemeye ek olarak buna kültürel ve manevi bir kalkınma ve ilerlemenin de eşlik etmiş olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı ilahi kaynaklı kalkınma ve ilerleme modelleri insanın fıtratı ve doğasıyla asla çelişmez ve yeryüzünü maddi olarak imar ederken insanları da manevi ve kültürel olarak inşa etmektedir.

Biz bu makalede İslami kaynaklar ve İslam kültüründen yararlanarak İslam’ın nasıl bir ekonomik kalkınma modeli öngördüğünü göstermeye çalışacağız. Böylece İslam’ın sadece kalkınma ve ilerlemeye karşı olmamakla kalmadığını aksine çok yönlü ve kapsamlı bir kalkınma ve ilerleme anlayışı öngördüğü ortaya konmuş olacaktır. Ne yazık ki müslümanlar İslam’ın bu ilahi mesajlarından uzaklaşmış ve böyle manevi ve çok yönlü bir kalkınma ve ilerleme fırsatından mahrum kalmışlardır. Ekonomik kalkınma İslami tekâmül ve gelişme anlayışının en temel unsurlarından biridir. Tabii burada gelişme ve tekâmülü klasik anlamının dışında kullanıyoruz. Yani salt ilerlemeci bir anlayıştan hareket etmiyoruz. Dolayısıyla biz ekonomik gelişmeyi sadece üretim ve tüketimdeki artış olarak kullanmıyoruz. Biz daha çok bir kültür ve anlayıştan bahsediyoruz ki ekonomik kalkınma da bu manevi ve maddi boyutları olan gelişmenin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.


İslamın Ekonomik Kalkınma İle İlgili Öğretileri -1

İslamın Ekonomik Kalkınma İle İlgili Öğretileri -2

Faizsiz Banka

İslamın Ekonomik Düzeni-1

İslamın Ekonomik Düzeni-2

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)