İnsanın ölümünden sonra, hayatta iken yerine getirmediği namaz ve diğer ibâdetleri için ecîr yani ücret karşılığı onları yapması için birisi naip tutulabilir. Birisi onları ücretsiz yapacak olursa, sahihtir. |
İnsan dirilerden taraf bazı müstehap işlerde örneğin, hac, umre veya Hz. Resulullah'ın ve Ehlibeyt İmamlarının (hepsine selâm olsun) türbelerini ziyaret etmek için ecîr olabilir. Ayrıca müstehap bir iş yapılıp sevabı ölülere veya dirilere hediye edilebilir. |
Ölmüş bir kimsenin kaza namazları için ecîr tutulan, müçtehit olmalı veya taklit edilmesi sahih olan bir müctehidin fetvalarına göre yerine getirmiş olmalı veya ihtiyat kurallarını tam olarak biliyorsa, ihtiyat etmelidir. |
Ecîr (naip), niyet ederken ölüyü belirtmelidir; a-ma ismini bilmesi gerekmez. "Kendisine ecîr olduğum kimse tarafından namaz kılıyorum" diye niyet ederse yeterlidir. |
Ecîr ameli, ölünün boynunda olan şeyi yerine getirmek niyetiyle yapmalıdır. Herhangi bir ameli yapar ve sevabını ölüye hediye ederse, bu yeterli olmaz. |
Kesin olarak ve sahih bir şekilde ameli yerine getireceğine güvenilen kimse ecîr tutulmalıdır. |
Ölen birisinin namazlarını yerine getirmek için ecîr tutulan kimsenin, amelleri yerine getirmediği veya batıl olarak yerine getirdiği anlaşılırsa, ikinci defa ecîr tutulmalıdır. |
Eğer ecîrin amelleri yapıp yapmadığından şüphe edilirse, o yaptım bile dese, dediklerine güvenilmediği taktirde, farz ihtiyat gereği tekrar ecîr tutulmalıdır. Ama ecîrin yaptığı amelin sahih olup olmadığından şüphe edilirse, sahih olduğuna hükmedilebilir. |
Özrü olup örneğin teyemmümle veya oturarak namaz kılan kimse, farz ihtiyat gereği mutlak surette ölünün namazları için ecîr tutulamaz. Ölünün namazları da aynı surette kaza olsa dahi hüküm aynıdır. Fakat cebire abdesti veya guslüyle namaz kılan kimse ecir tutulabilir. Aynı şekilde eli veya ayağı kesik olan kimse de ecir tutulabilir. |
Erkek kadın için, kadın da erkek için ecîr tutulabilir. Namazların sesli ve sessiz kılınması hususunda, ecîr kendi vazifesine göre hareket etmelidir. |