Necaset yiyen deveden çıkan ter necistir. Ama diğer hayvan-lar necaset yiyici olurlarsa, çıkan terlerinden kaçınmak gerekmez. |
Bir şeyin necis olduğu üç yolla anlaşılır: 1) İnsanın kendisinin yâkin etmesiyle. Eğer bir şeyin necis oldu-ğuna dair zannı olursa (=büyük ihtimal verirse) kaçınması gerekmez. Buna göre lâubâli, necislik ve temizliği gözetmeyen insanların yemek yediği kahvehane ve lokantalarda verilen yemeğin necis olduğuna dair kesin bilgi olmazsa, orada yemek yemenin sakıncası yoktur. 2) Bir kimsenin elinde bulunan şeyin necis olduğunu söylemesiy-le. Meselâ, insanın hanımı ya da hizmetçisinin, elinde bulunan kap ve-ya başka bir şeyin necis olduğunu söylemesi gibi. 3) İki âdil erkeğin bildirmesiyle. Bir âdil kişi bile bir şeyin necis olduğunu söylerse, farz ihtiyat gereği ondan kaçınılmalıdır. |
Bilgisizliği yüzünden bir şeyin meselâ, haramdan cünüp olan kimseden çıkan terin pak veya necis olduğunu bilmezse, konunun hükmünü sorup öğrenmesi gerekir. Ama hükmü bildiği hâlde bir şeyin pak veya necis olduğunda şüpheye düşerse, meselâ kanın necis oldu-ğunu bilir de bir şeyin kan olup olmadığında ya da insan kanı veya siv-ri sinek kanı olduğundan şüpheye düşerse, o şey paktır. |
Önceden necis olan bir şeyin sonradan temizlenip temizlen-mediğinden şüpheye düşülürse, necis olduğuna hükmedilir ve önceden pak olan bir şeyin sonradan necis olup olmadığından şüpheye düşülür-se pak olduğuna hükmedilir. Hatta necis veya pak olduğunu araştırıp öğrenme imkanı olsa bile, araştırması gerekmez. |
Kullandığı iki kaptan veya giydiği iki elbiseden birinin necis olduğunu bilir, ancak hangisi olduğunu bilmezse, her ikisinden de sa-kınması gerekir. Hatta eğer meselâ, iki elbiseden birinin necis olduğunu bilir, ancak bunun kendi elbisesi mi, yoksa başkasının malı olup hiç kullanmayacağı elbise mi olduğunu bilmezse, yine gerekli olmasa da, ihtiyat gereği kendi elbisesinden kaçınmalıdır. |