Soru 906: Vakfeden kişi veya hâkim tarafından atanan vakıf mütevellisinin (yöneticisinin), vakıf işlerini yürütmesi karşılığında kendisine ücret alması veya kendisinin yerine vakıf işlerini yürütmesi için vekil olarak tuttuğu başka birine ücret vermesi caiz midir? Cevap: Vakıf mütevellisi (yöneticisi), ister vakfeden kişi tarafından atanmış olsun, ister hâkim tarafından, vakfeden kişi, ona vakıf işlerini yürütmesi karşılığında bir ücret belirlememişse, vakfın gelirinden yaptığı işin emsaline verilen ücreti alabilir. |
Soru 907: Özel Hukuk Mahkemesi, vakıf mütevellisinin işlerini denetlemesi için vakıf yöneticisinin yanına emin bir kişi tayin etmiştir. Vakıf yöneticisinin kendisinden sonra vakfa yönetici tayin etme hakkı öngörülmüşse, acaba bu durumda mahkeme tarafından atanan bu kişiye danışıp onayını almadan yönetici tayin edebilir mi? Cevap: Eğer vakfın şer'î mütevellisinin (yöneticisinin) işlerini denetlemesi için mahkeme tarafından verilen emin atama kararı, yöneticinin vakıf yönetimiyle ilgili bütün işlerini, hatta kendisinden sonra vakfa yönetici tayin etmesini de kapsıyorsa, bu durumda kendisinden sonraki yöneticiyi tayin etmede denetleyici emin kişiye danışmadan kendi başına hareket etme hakkı yoktur. |
Soru 908: Bir camiye komşu ev ve arsa sahipleri camiyi genişletmek için mülklerinin bir bölümünü camiye bağışlamışlar. Cuma imamı da âlimlerle istişare ettikten sonra bu arazinin vakıf olduğuna dair müstakil bir vakfiye düzenlenmesine karar vermiş, araziyi camiye bağışlayanlar da buna muvafakat etmişlerdir; fakat camii ilk yaptıran kişi buna razı olmuyor ve vakfın tamamının yöneticisi olmak için yeni arazinin vakfının da eski vakfın vakfiyesine kaydedilmesini istiyor; acaba onun böyle bir şeye hakkı var mı ve isteğini kabul etmek zorunlu mudur? Cevap: Camiye yeni ilhak edilen araziyi vakfetmek, ona vakfiye düzenlemek ve özel yönetici tayin etmek, yeni vakfedenlerin yetkisindedir ve önceki yöneticinin buna engel olmaya hakkı yoktur. |
Soru 909: Hüseyniye vakfı tamamlandıktan sonra yö-neticileri bir iç tüzük yazar, ancak tüzüğün bazı maddeleri vakfın gerekleriyle çelişirse, şer'an bu maddelere göre davranmak caiz midir? Cevap: Vakıf yöneticilerinin, iç tüzükte vakfın ge-rekleriyle çelişen bir kural koyma hakları yoktur ve şer-'an o kurala göre amel etmek caiz değildir. |
Soru 910: Vakıf için atanan yöneticiler birkaç kişi olursa, yönetim işlerinde bazılarının diğerlerinin görüşünü almadan tek başına hareket etmesi şer'an sahih midir? Eğer vakıf işlerini yürütmek konusunda yöneticiler arasında görüş ayrılığı çıkarsa, her birinin kendi görüşüne göre davranması caiz midir, yoksa bu konuda hepsinin şer'î hâkime mi müracaat etmesi gerekir? Cevap: Vakfeden kişi, vakıf yönetimini mutlak olarak onlara devretmişse ve onların bazılarının ve hatta çoğunluğunun müstakil olduğunu gösteren bir belirti ve delil de yoksa, bu durumda vakıf işlerinin tümünün ve hatta bir kısmının idaresinde onlardan hiçbiri ve hatta çoğunluğu müstakil davranamaz; aksine vakıf işlerinin idaresinde aralarında istişare ederek ortak bir karara varmalıdırlar. Aralarında ihtilâf çıktığı takdirde, onları ortak bir görüş etrafında toplaması için şer'î hâkime mü-racaat etmeleri farzdır. |
Soru 911: Vakıf yöneticilerinden bazılarının ötekileri azletmesi şer'an sahih midir? Cevap: Bu iş şer'an sahih değildir ve yönetici olarak atanırken kendisine böyle bir yetki verilmeyen birinin, yönetimde olan başka birini yönetimden almasıyla o kişi azledilmiş olmaz. |
Soru 912: Eğer yöneticilerden bazıları diğer yöneticilerin vakfa ihanet ettiğini iddia ederek yönetimden alınmalarında ısrar ederlerse, bu konuda şer'an hüküm nedir? Cevap: Vakfa ihanetle suçladıkları kişilerin durumunun açıklığa kavuşması için şer'î hâkime müracaat etmeleri gerekir. |
Soru 913: Eğer bir kimse, bir gayrimenkulü umumun hayrına vakfederek yönetimini hayatta olduğu müddetçe kendisine, ölümünden sonra da büyük oğluna bırakır ve vakfın yönetimi konusunda ona özel birtakım yetkiler verirse, bu durumda Vakıflar ve Hayır İşler Müdürlüğü'nün yöneticinin yetkilerinin tamamını veya bir kıs-mını ondan almaya hakkı var mıdır? Cevap: Vakfeden kişi tarafından atanan yönetici vakfı yönetme yetkilerini aşmadıkça, vakfeden kişinin vakıf akdinde belirttiği üzere, vakıf işlerinin idare yetkisi ona aittir ve onun vakfeden kişinin vakıf akdinde belirttiği yetkilerini değiştirmek şer'an sahih değildir. |
Soru 914: Bir kimse camiye bir arsa vakfetmiş ve onun yönetimini nesilden nesle kendi soyundan gelenlere, nesli bittikten sonra da o camide beş vakit günlük namazları kıldıran imama bırakmıştır. Bu karar üzerine yöneticinin nesli tükendikten sonra vakıf yönetimini camide bir süredir günlük namazları kıldıran âlim üstlendi. Fakat şimdi o âlim kalp krizi geçirdiği için orada cemaat namazı kıldırma gücüne sahip değildir. Bu nedenle şimdi Cemaat İmamları Şurası bu camide imamlık yapması için başka bir âlim tayin etmiştir. Bu durumda acaba önceki âlim vakfın yönetiminden alınmış olur mu, yoksa cemaat namazı kıldırması için bir vekil veya temsilci tayin ederek vakfın yöneticiliğinde kalma hakkı var mıdır? Cevap: Eğer o âlim, beş vakitlik günlük namazlarda o camide cemaat imamı olması vasfıyla vakfın yönetimine getirilmişse, şimdi hastalanması sebebiyle veya herhangi başka bir nedenle o camide namaz kıl-dıramıyorsa, vakfın yönetimi kendiliğinden onun yetkisinden çıkar. |
Soru 915: Bir şahıs, geliri Resulullah'ın (s.a.a) soyundan gelen seyyitlere yardım edilmek ve yas merasimleri düzenlenmesi gibi bazı özel hayır işlerde harcanmak üzere emlâkini vakfetmiştir. Şimdi vakfın gelirlerinden sayılan kira fiyatlarının yüksek olmasına rağmen bazı kurumlar veya kişiler, imkânlarının olmayışı veya başka kültürel, siyasî, içtimaî ve dinî sebeplerle o vakfedilmiş mülkü çok düşük bir fiyata kiralamak is-tiyorlar. Bu durumda acaba Vakıf Müdürlüğü'nün vakfı günlük fiyatından düşük bir fiyata kiraya vermesi caiz midir? Cevap: Vakfın şer'î yöneticisinin ve vakıf işlerini yürüten sorumlunun, vakfı kiraya vermede ve kira miktarını belirlemede vakfın çıkar ve maslahatını gözetmesi farzdır. Dolayısıyla kira miktarının indirilmesi, kiracının özel durumu veya o mülk üzerinde yapılacak iş önemi itibariyle vakfın çıkar ve maslahatına uygunsa, bu-nun sakıncası yoktur; aksi durumda caiz değildir. |